Kubanıçbek Ömüraliyev: “Türkiye ile Savunma Sanayii Alanında İş Birliği Devam Ediyor”

0
1038

Kırgızistan’ın Türkiye Büyükelçisi Kubanıçbek Ömüraliyev, Kırgızistan-Türkiye ilişkilerinin tarihsel süreçlerini ve iki ülke arasında devam eden stratejik iş birliğini ve Kırgızistan-Tacikistan sınırında yaşanan çatışmaları Doğu Akdeniz Politik’e değerlendirdi. Kırgızistan ve Türkiye diplomatik ilişkilerinin 31. yılında Kırgızistan ve Türkiye arasındaki işbirliğinin stratejik bir statüye sahip olduğunu vurgulayan Kubanıçbek Ömüraliyev, iki ülke arasında gerçekleştirilen savunma sanayii alanındaki hedeflerin de devam ettiğini söyledi.

Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Koridoru’na dikkat çeken Kubanıçbek Ömüraliyev, Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolu projesinin hayata geçirilmesi için çalışmaların sürdüğünü belirtti.

Türkiye ile Kırgızistan arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 31. yıl dönümündeyiz. Türkiye’nin, Kırgızistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke olduğunu hatırlayarak iki ülke arasındaki kardeşlik ilişkilerinin dinamik gelişimi hakkında genel izlenimlerinizi nasıl ifade edersiniz?

Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi şeklinde ifade edilen Kırgızistan ile Türkiye arasındaki iş birliği stratejik bir statüye sahiptir ve kardeşlik ruhuyla gelişmektedir. Kırgızlar ve Türkler ortak bir tarihe, dine, kültüre ve dile sahip halklardır. Kırgız Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında diplomatik ilişkiler 23 Aralık 1991’de kurulmuştur ve geçen yıl diplomatik ilişkilerin kurulmasının 30. yıl dönümünü kutladık. Cumhurbaşkanları Caparov ve Erdoğan iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin kurulmasının 30. yıl dönümü dolaysıyla Ortak açıklama yaptılar. Türkiye, Kırgızistan’ın Bağımsızlığını ilk tanıyan ülke Türkiye olmuştur. Nisan 1992’de Bişkek’te Türkiye Büyükelçiliği, Ekim 1992’de ise Ankara’da Kırgızistan Büyükelçiliği açılmıştır.

Kırgızistan-Türkiye ilişkileri; siyasi, ticari, ekonomik, kültürel, sosyal, bilim, eğitim ve askerî-teknik alanlarında iş birliğini öngören 100’den fazla anlaşma ve protokollerden yasal bir temele dayanmaktadır. İki ülke arasındaki ilişkilerin içeriğini ve ruhunu yansıtan temel belgele: 24 Ekim 1997 tarihli Kırgız Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki Ebedi Dostluk ve İş Birliği Anlaşması, 1 Temmuz 1999 tarihli iki ülke Cumhurbaşkanları tarafından imzalanan Türkiye ve Kırgızistan: Birlikte 21. Yüzyıla” Ortak Bildirisi ve 26 Nisan 2011 tarihli Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği Konseyi’nin (YDSK) Kurulmasına İlişkin Ortak Açıklama’dır.

2021’deki Kırgızistan-Türkiye ikili ilişkilerindeki en önemli olay Cumhurbaşkanı Sayın Sadır Caparov’un 9-10 Haziran 2021 tarihlerinde Türkiye’ye yaptığı resmî ziyarettir. Ziyaret kapsamında Kırgızistan ve Türkiye Stratejik İşbirliği Yüksek Konseyi’nin 5. Toplantısı gerçekleştirilip ikili ve çok taraflı iş birliği konularının tümü ele alındı. Müzakereler sonucunda Cumhurbaşkanları Ortak Bildirisi ile yedi anlaşma ve mutabakat zaptı imzalanmıştır. Ayrıca ziyaret kapsamında İş forumu gerçekleştirilip sonucunda 6 mutabakat zaptı imzalanmıştır. Ayrıca, Cumhurbaşkanları Caparov ve Erdoğan Kırgız Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığının 30. yıl dönümüne adanmış fotoğraf sergisi birlikte açtılar ve Cengiz Aytmatov’un adını taşıyan IV. Uluslararası Isık-Göl Forumu’nun kapanış törenine katıldılar.

Kırgızistan’ın Türkiye’den satın almış olduğu silahlı insansız hava araçları (SİHA), geçtiğimiz yıl itibariyle aktif olarak görev icra etmeye başladı. Kırgızistan’ın milli güvenliği ve silahlı kuvvetlerin savunma alanındaki ihtiyaçları doğrultusunda, Türkiye ile savunma sanayii alanında benzer işbirliği olanakları gündeminizde yer alıyor mu? Türkiye ve Kırgızistan arasında savunma sanayii alanında potansiyel işbirliği olanaklarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kırgızistan ve Türkiye arasında askeri-teknik alanda iş birliği uzun yıllardır gelişmektedir. Taraflar uygulanmakta olan ikili anlaşmalara uygun olarak askerî personellerin eğitilmesi ve hazırlanması alanında deneyim alışverişinde iş birliği yapmaktadır. Ülkenin önceliği olan milli güvenliğin güçlendirilmesi amacıyla savunma sanayii alanında iş birliği devam ediyor.

Tek kutuplu Dünya siyasetinin zayıfladığı ve birçok ülkenin ‘Yeniden Asya’ açılımı anlayışıyla dış politikasını şekillendirdiği dönemden geçiyoruz. Kırgızistan, bu bağlamda şüphesiz jeopolitik önemini daha fazla öne çıkarmakla beraber bölgedeki jeostratejik mevcudiyetini de muhafaza ediyor. Bu kapsamda özellikle Türk Devletleri merkezli olmak üzere, Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Koridoru’nun potansiyelinin kullanılması açısından öneri ve değerlendirmeleriniz nelerdir?

Kırgızistan, İpek Yolu’nun bölümlerinden biri olan Trans-Hazar Uluslararası Ulaştırma Koridoru’nun geliştirilmesini desteklemektedir. 2020 yılında başlayan koronavirüs pandemisinden dolayı ülkeler arasındaki hava ve kara iletişiminin kapatılmasıyla Kırgızistan da diğer Türk devletleri gibi ilgili ulaşım koridorunu aktif olarak kullanmıştır. Halihazırda, bölgeyi gelecekte Türkmenistan, İran ve Türkiye üzerinden Avrupa Birliği ülkelerine ve diğer bölgelere bağlayacak olan Çin-Kırgızistan-Özbekistan demiryolu projesinin hayata geçirilmesi için çalışmalar devam etmektedir.

Kazakistan’da barışçıl olarak başlayan protestoların, örgütlü ve organize olarak amacından saptırılması ve beraberinde gelinen süreç, uluslararası basında ve bazı yabancı politika araştırma merkezleri tarafından bu protestoların diğer Türk Devletleri’ne sıçrayabileceği öne sürüldü. Kazakistan’da biten protestoların Orta Asya’daki diğer Türk Devletleri’ne organize bir şekilde sıçrama iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Fırsattan faydalanarak bu yılın Ocak ayının başlarında kardeş Kazakistan’da meydana gelen olaylarda hayatını kaybedenlerin yakınlarına bir kez daha başsağlığı ve yaralılara acil şifa diliyorum. Kazakistan’da meydana gelen protestolar daha önde de ülkemizde yaşanmıştır ve bu protestoların Kırgızistan’a yayılacağını düşünmüyorum.

Kasım 2021’de Kırgızistan parlamentosunda yapılan Kıbrıs konulu oturumda konuşan Kırgız Milletvekili Aslan Maliyev, Avrupa Birliği ile Kırgızistan’ın ilişkilerini eleştirerek, “AB, önce Kıbrıs Türklerine verdiği sözleri tutsun, ondan sonra bize akıl vermeye çalışsın. Bizim AB’den akıl almaya ihtiyacımız yok” dedi. Ayrıca Kırgızistan parlamentosundan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) tanınması için destek isteyen Aslan Maliyev, hükümetin acil olarak Kıbrıs konusuna noktayı koyması gerektiğini belirtti. Kırgızistan’da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin diplomatik temsilciliği bulunuyor. Bu bağlamda Kırgızistan, KKTC’yi tanıma noktasında hangi aşamadadır? Kırgızistan-KKTC ilişkileri ne yöndedir?

BM üye ülkesi olarak Kırgızistan, uluslararası hukuk temelinde alınan tüm siyasi kararları desteklemektedir. Şu anda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınması meselesi gündemde değil. Aynı zamanda Kırgızistan’dan onlarca öğrenci KKTC’in çeşitli üniversitelerde okumakta ve onlarca vatandaş turizm sektöründe çalışmaktadır. Bahsettiğiniz KKTC’ın Bişkek Temsilciliğinin diplomatik statüye sahip olmadığını ve faaliyet alanının KKTC’nin eğitim, turizm ve kültürel potansiyelini tanıtmak olduğunu da belirtmek isterim.

Türkiye’deki bazı kesimler Kırgızistan ve Orta Asya’daki diğer Türk Devletleri’nin Sovyetler Birliği etkisinden çıkamadığı, Rusya’nın söz konusu devletler üzerinde siyasi ve diplomatik etkisinin devam ettiğini ve Türkiye ile ilişkilerini de etkilediğini iddia etmektedirler. Bu kapsamda Rusya, Kırgızistan’ın iç ve dış politikasını şekillendirmeye yönelik adımlar atıyor mu? Bu iddiaları ve öne sürülen söylemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

30 yıldan fazla bir süre önce dağılan Sovyetler Birliği’nin ne tür bir etkisinden bahsedebiliriz ki. Rusya ise Kırgızistan’ın stratejik ortağıdır ve iki egemen devlet arasında ulusal çıkarlar gözetilerek eşit ve karşılıklı yarar sağlayan iş birliği yapılmaktadır.

28 Nisan 2021’de Kırgızistan ve Tacikistan arasında sınır hattında başlayan çatışmalar dünya gündemini de meşgul etmişti. Sınır polisleri arasında su kaynakları üzerine başlayan çatışma, Kırgızistan’ın Batken ilindeki Köktaş köyünde yoğunlaşmış ve daha sonra iki ülkenin silahlı kuvvetleri de çatışmaya dâhil olmuştu. İki ülke arasında hala devam eden bir gerginlik var mı? Bölgedeki son durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ne yazık ki, geçen yıl Kırgız-Tacik sınır hattında çıkan çatışma, iki ülke arasındaki ikili ve çok taraflı anlaşmalara, iyi komşuluk ruhuna ve dostane ilişkilere aykırı gelişti. Bildiğiniz üzere bu yıl 27 Ocak’ta Kırgız-Tacik sınırındaki durum tekrar çatışma meydana geldi ve tarafların çabalarıyla kısa sürede normale döndü. Kırgız tarafı, iki ülke arasındaki anlaşmazlıkların müzakere masasında münhasıran barışçıl yollarla ve siyasi ve diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği konusundaki tutumuna bağlı kalmaktadır.

Kubanıçbek Ömüraliyev