“Seville Haritası Bir Harita Değil, Krokidir“ | Deniz Kutluk

0
1148
22 Eylül’de Haber Global ekranlarına çıkan E. Tümamiral Deniz Kutluk, Doğu Akdeniz ile ilgili açıklamalarda bulundu. Deniz Kutluk, Yunanistan ve Türkiye arasında sürdürülmesi planlanan 61. tur istikşafi görüşmelerine dair, ‘61 istikşafi görüşme yapıldı, 61 santim yol kat edilemedi’ dedi.
Ayrıca, Deniz Kutluk bölgede yaşanan son gelişmelerin akabinde, AB’nin Türkiye’ye dayatmak istediği Sevilla Haritası’na değinerek ‘Seville Haritası, bir harita değil, krokidir.’ ifadesinde bulundu.
E. Tümamiral Deniz Kutluk’un açıklamalarından bazı kesitleri derledik;

‘AB, İşgalci Güç Dilini Kullanıyor’

AB deniz alanlarında yetkisi bulunmayan bir kurumdur. Kendisine ait olmayan ünvanları, alanları egemen alanları ithaf etmiştir. Ayrıca, Haçlı seferleri gibi işgalci bir güç kullanma dilini kullanmıştır.

‘İstikşafi Görüşmeleri’

İstikşafi görüşmelerin içeriğinde Türkiye’nin yapması gerekenler vardır. Türkiye’nin bugüne kadar ki komşuluk ilişkileri centilmenlik adı altında Yunan tarafının ihlallerine gereken tepkiyi göstermeyen bir duruşu vardır. Türkiye’nin artık bundan vazgeçmesi lazım, kartlarını açması ve masaya koyması lazımdır. Bunun Yunan tarafında zemin kazandığını görüyoruz. Yunanistan iç kamuoyunda buna hazırlık yapıyor. Buradan da karşı tarafın ürktüğünü ve kayıpların olacağını görüyoruz.

Bunlar Türkiye’nin Ege’de Lozan dengesini sağlaması ve bunu sağlayacak adımları atması gerekir. Bunların içinde karasuların genişliği var, adaların silahsızlandırılmış olmasının yanlışlığı da var. Adalara 1923’de tanınmamış hakların bugün şu veya bu gelişme oldu diye tanınmasının Yunan tarafından talep edilmesinin kabul görmeyeceğinin karşı tarafa izahı da var.

Bütün bunlar yan yana gelince Lozan’da Yunanistan’a verilmemiş Türkiye’nin egemenliğinde kalan adaların tekrar Yunanistan tarafından Türkiye’ye ait olduğunun kabul edilmesinin talep edilmesi de vardır. Bunlar istikşafi görüşmelerde yapılmayacaksa bir sonuç beklemek doğru değildir. Çünkü Ege sorununu çözecek bir ilerleme sağlanması mümkün değil. Bunlar yapılır ve Lozan ihya edilirse iyi bir mesafe alınabilir. Ege sorununda mesafe alınırsa Doğu Akdeniz sorununun batı cephesi emniyete alınmış olunur. Daha sonra doğu cephesi Kıbrıs sorununa bakma şansımız olur.

‘Limni Adası’

Limni adası Türkiye’nin güvenliği açısından önemli bir adadır. Türkiye diplomatik nota ile NAVTEX mesajının devamını sağlarlar. NAVTEX, Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün uzantısı olan bir güvenlik şebekesi’nin faaliyetidir. Türkiye’nin Uluslararası hukuktan doğan hakkını korumakta diplomatik nota ile yaratacağı etki yaratması beklenmemelidir. Daha önce Sakız adasında olduğu gibi Limni’de bu adaların her biri için Türkiye’nin Yunan tarafına taleplerini beyan etmesi gerekir.

Hukuki adımlar siyasi adımları engellemez böylece Türkiye siyasi adımlarını öncelikle diplomatik gücü yeterli olmadığı yerde diğer güçlerini seferber ederek Lozan’daki haklarını geri kazanmalıdır.

’16 Ada İçin Nota Verilmelidir’

16 ada için nota verilmelidir. Bunun Meis’den başlaması isabetli olur. Çünkü Meis Yunan tarafının Türkiye’ye karşı kaldıraç olarak kullanmayı ima ettiği bir adadır. Her ne kadar Mısır-Yunan antlaşmasında ismi geçmemiş olsa da. Güney’de Meis’den Kuzey’de Limni’den başlanır ve yavaş yavaş orta Egeye doğru gelinir.

Bu adakların 16sının da eski statüsüne geri döndürülmesi gerekir. Dönmedikleri taktirde bunun hukuki ve siyasi sonuçları olur. Bunu da Yunan tarafınla istikşafi görüşmeler fırsattır. Bu vesileyle altı kalın kalın çizilerek masaya konması iyi olur.  Yunan tarafının ne yapacağı kestirilir ve bundan sonraki adımlar daha hızlı atılabilir.

‘Seville Haritası Bir Harita Değil, Krokidir’

Sevilla, harita değil bir krokidir. Ve hiçbir anlam ifade etmez. AB’nın denizlerde dış sınırı, kıta sahanlığı, ekonomik bölgesi bu bakımdan yoktur. AB devletlerden oluşur devletlerin böyle hakları olabilir. Ege’ye gelindiğinde böyle haklar tartışılır çünkü Ege Lozan’da kurulmuş olan denge’nin parçasıdır. Bu dengede ne yazıyorsa o çerçevede ancak istifade eder.

Hazırlayan: İlknur Savun