Türkiye-İsrail İlişkileri Nereye Gidiyor ? [Röportaj]

0
2888
Kudüs Strateji ve Güvenlik Araştırma Merkezi’nden (JISS) Türkiye Uzmanı Dr. Hay Eytan Cohen Yanarocak, Doğu Akdeniz bağlamında Türkiye-İsrail ilişkilerini, Doğu Akdeniz Politik’e değerlendirdi.
Dr. Yanarocak, Türkiye ve İsrail’in karşılıklı ilişkiler bazında çıkarlara sahip olduklarını ve Doğu Akdeniz’de iki ülkenin işbirliğinin çok yönlü fırsatlara kapı aralayacağını belirtti. Dr. Yanarocak, “Siyasi realizm İsrail-Türkiye ittifakını şart koşar.” dedi.

  • Geçtiğimiz günlerde Washington merkezli Al-Monitor platformunda yer alan bir habere göre, Türkiye ve İsrail istihbarat kurumlarının başkanlarının, ilişkileri normalleştirmek adına görüşmelerde bulundukları yazılmıştı. Al Monitor’e konuşan kaynaklardan biri de, “[Türkiye ile İsrail arasındaki] trafik devam ediyor” dedi. Sizce bu görüşmelerden olumlu bir sonuç çıkar mı ? İlişkileri yeniden normalleştirmek adına bu tür görüşmelerin varlığına ilişkin olarak neler söyleyebilirsiniz ?

Amerika’da Biden yönetiminin gelişiyle Ankara’dan Kudüs’e bakışın da değiştiği anlaşılıyor. Görünüşe göre yeni Amerikan yönetiminin Türkiye’ye yönelik daha eleştirel yaklaşacağına dair oluşan önyargılar Türkiye’yi İsrail ile olan ilişkilerini düzeltmeye itiyor. Bölgede doğalgaz, güvenlik ve ticaret gibi bir çok önemli işbirliği alanı mevcut. Bu önem Türkiye’de bazı çevrelerde de dillendiriliyor. Örneğin Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı, 7 Aralık’ta yayınlanmak üzere Tel Aviv Üniversitesi Moşe Dayan Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nin yayını olan benim de bilfiil editörü olduğum Turkeyscope’ta bir makale kaleme aldı.

Bu makalenin genel hatları 6 Aralık tarihli Israel Hayom gazetesinde ifşa oldu. Cihat hoca İsrail ile Türkiye’nin Akdeniz’de deniz yetki sınırı anlşaması imzalayarak komşu olabileceklerini yazdı. Tüm bu iyi niyetlere karşın ilişkilerdeki hali hazırdaki gerileme ve güvensizlik, Cihat hocanın belirtmiş olduğu tarzdaki çok kapsamlı projelerin önünde engel teşkil ediyor. Bu sebeple, her iki ülke de güven arttırıcı eylemlerde bulunmalı.

Örneğin elçilerin ve konsolosların en kısa zamanda karşılıklı olarak yeniden yollanması, Türkiye’deki İsrail’i gayrımeşru gösteren söylemin son bulması ve tabii ki en önemlisi Türkiye’nin Hamas’la olan yakın ilişkisine son vermesi gerçek bir normalizasyonun olmazsa olmazları.

  • İsrail’in Türkiye Maslahatgüzarı Roey Gilad, yakın zamanda katıldığı çevrimiçi bir konferansta “Türkiye ile İsrail arasındaki ticaret, 2019’da 7,2 milyar dolara ulaştı. Bu ticarete yeni bir boyut kazandırırsak,10 milyar dolara bile ulaşabilir. Enerji son zamanlarda bölgemizde maalesef bir çatışma kaynağı oldu. Belki bugün enerjiyi sadece çatışma değil, dostluk ve ortaklık kaynağı olarak görebiliriz.” şeklinde bir açıklamasına rastladım. Sizce Maslahatgüzarın bu ifadeleri, Türkiye ile ilişkilerde geleceğe yönelik bir mesaj mı veriyor? Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkiler olumlu yönde mi gidiyor ?

Kuşkusuz bu bir mesaj. Türkiye bugün Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nda takındığı siyasi tavır neticesinde mevcut değil. Türkiye’nin bu projeye dahil olması ve dış politikasında özellikle İsrail’e ve Mısır’a yönelik tutum değişikliğine gitmesi bölgesel işbirliği projeleri için çok önemli bir altyapı sağlar kuşkusuz.

Türkiye dialog bazlı köklü bir dış politika değişimine gittiğini samimi bir şekilde diğer bölge ülkelerini inandırmalı ve güvenlerini kazanmalı. Bu şekilde bölgesel projelerin içine Türkiye’nin dahil edilmesinin önü açılacaktır.

  • Doğu Akdeniz, yaklaşık 6 aydan bu yana gelişen olaylar çerçevesinde sürekli olarak gündemde. Bölgedeki enerji kaynakları, bölge ülkelerini yeni ittifaklara doğru yöneltti. Son yıllarda da EastMed Projesi tartışılmaktadır. Bölgede gerçekleştirilen enerji ve askeri faaliyetler açısından, İsrail’in Doğu Akdeniz politikasından biraz bahsedermisiniz ? İsrail ve Türkiye, enerji kaynaklarının paylaşımı ve ilişkiler açısından Doğu Akdeniz’de ortak bir noktada buluşabilir mi ?

Davos ve Mavi Marmara olaylarının ardından gerileyen İsrail-Türkiye ilişkileri neticesinde İsrail uluslararası ilişkilerin önemli bileşeni olan denge siyaseti uyarınca Yunanistan ve Kıbrıs’a (Rum Yönetimi) yaklaştı. Bir başka deyişle Türkiye kendi elleri ile İsrail’i bu iki ülkenin kollarına itti. Türkiye bununla da yetinmeyerek Sisi’nin Mısır’ı ile kötü ilişkiler içinde olmasından dolayı bu Mısırı da yine Yunanistan ve Kıbrıs’ın kollarına itti.  Doğalgaz kuşkusuz İsrail için Mısır’la ilişkilerini geliştirmek için önemli bir platform veya bahane oluşturdu diyebiliriz.

İsrail penceresinden gaz hem enerji ancak aynı zamanda güvenlik siyasetinin ve stratejik ortaklar kurabilmek için önemli bir araç haline geldi. Bu noktadan hareketle Türkiye’nin eleştirel siyasetini göz önüne alırsak İsrail şu an kolay kolay içine girmiş olduğu bu yeni ittifakı sadece Türkiye ile yakınlaşmak için bozmayacaktır. Bunun yanında İsrail ve Türkiye ilişkilerinin geçmişine bakarak gelecek için iyimser olmamak için bir neden yok.

Pek çok ortak çıkar var. Ülke liderleri reelpolitiği ve ülkelerin mali çıkarlarını kendilerine yegane rehber edinirlerse ilişkilerin yeniden rayına oturmaması için hiçbir sebep yok. Siyasi realizm İsrail-Türkiye ittifakını şart koşar mesele bu vizyonu görüp buna sahip çıkmak. Hepsi bu.

Dr. Hay Eytan Cohen Yanarocak – Moshe Dayan Center (MDC) – Kudüs Strateji ve Güvenlik Araştırma Merkezi (JISS) – Türkiye Uzmanı